Manuel Terapi Nedir ve Nasıl Etki Eder?

MANUEL TERAPİ NEDİR VE NASIL ETKİ EDER?
Manuel Terapi, yüzyıldan daha fazla süredir omurga ve ekstremite eklemlerindeki ağrı ve fonksiyonel hareket kısıtlılıklarının tedavisinde kullanılan ve sadece ellerle yapılan bir mekanoterapi yöntemidir. Mobilizasyon, Manüplasyon ve Post izometrik relaksasyon teknikleri gibi yöntemler içerir.

Tedavinin etkili ve güvenli olabilmesi için, bu konuda eğitimi olan uzmanlar tarafından yapılması; lokomotor sistemin anatomik, biyomekanik ve nörofizyolojik olarak detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Ek olarak vegetatif (otonom) sinir sisteminin (VSS) eksen organ diye tanımladığımız omurga üzerindeki etkisi iyi bilinmelidir.

Manuel Terapi uygulamalarının amacı, “blokaj” olarak adlandırılan kısıtlanmış eklem hareketlerini postüral denge içinde en yüksek dereceye kadar ağrısız olarak arttırıp fonksiyonu yeniden sağlamak ve beden mekaniğini korumaktır.

Organ, kas, tendon ve eklem gibi tüm yapılar vejetatif pleksuslar tarafından beslenir. Bu yapılardan gelen afferent impulslar, pleksuslar ve trunkus semptikus üzerinden omuriliğe ulaşarak, refleks yansımalara neden olur. Patolojik olaylarda, hem eksen organ üzerindeki segmentte hem de o segmente uyan cilt bölgesinde (head zon) reaksiyonlar görülür.  Yani organların segmental refleks anlamında projeksiyon alanları vardır. Omurga kaynaklı bir blokajda bu açık sistem zarar görür. Bir eklemde oluşan somatik disfonksiyon, tüm organizmayı etkiler.

Etkilenen segmentteki paravertebral kaslarda hipertoni meydana gelir, sempatik tonus artar ve bu segmentle ilgili tüm yapılar etkilenir.

Segment içinde VSS ile birbirine bağlı olan yapılarda statik veya dinamik herhangi bir regülasyon veya fonksiyon bozukluğu ortaya çıktığı zaman, eksen organ bu duruma başka bir alandaki bozukluk ile cevap verir. Ya da kendinden kaynaklanan bir problem nedeniyle başka bir yerde bir bozukluk meydana getirebilir. Eksen organda, SİE (Sakro iliak eklem) ve pelvis bölgesinde disfonksiyon veya blokajların meydana gelmesi, bozucu alanların ortaya çıkmasına ve buna bağlı çeşitli hastalıkların oluşmasına neden olabilir.

Blokajlar genellikle VSS açısından zengin yerlere denk gelir ve komşu eklemlerle sıkı bağlantı içerisindedir. Blokajın tedavisi, özellikle sorunun olduğu segmente yapılırsa başarılı olur.  Tedaviden sonra tekrar oluşmasını engellemek için blokajı oluşturan nedenler saptanmalıdır. Blokaj oluşumunda mekanik ve nöroreflektör faktörler önem taşır. Bunlar:

  • Hatalı yüklenme: En önemli blokaj nedenidir. Kötü duruş, yanlış hareket ve aşırı yüklenme şeklindeki zorlayıcı nedenler, omurga ve yük taşıyan eklemlerde blokajlara yol açabilir.
  • Yapısal bir yaralanmaya neden olmayan eklem travması
  • Strüktürel eklem değişiklikleri: Eklemlerin uzun süre istirahatte kalması ve dejeneratif eklem hastalıklarındaki eklem yüzeyinde meydana gelen değişiklikler blokaj neden olarak hareket kısıtlılığını artırır.
  • Refleks yanıt: Özellikle omurga eklemlerinde proprioseptif uyarılar ve reflekslerle oluşan kas spazmı ve ardından gelişen blokajlar, esas neden düzelse bile ağrı ve hareket kısıtlılığının sürmesine yol açmaktadır. Klasik “ağrı-spazm-ağrı” zinciri manipülatif işlemlerle düzelebilmektedir.
  • Kartilaj yüzey değişiklikleri

Kaynak:

Neslihan Özkan – BARNAT; Eksen organın foksiyonel bütünlüğü

www.huseyinnazlikul.com